2 Ağustos 2015 Pazar

seo fiyatları ve islam ve insan felsefe3

seo fiyatları ve islam ve insan felsefe3

 evet sizlere allah icin güzel bilgiler sersine devam edeken seo fiyatları dediki Proiestanlar, (Gadâ-ül-mülâhazât) kitâbının ikinci bahsinde, ,5İânıiyyetdeld ve hıristiyanlıkdaki, ibâdet şekllerinden bahs et-0kdediıkT. Burada, hıristiyanlığm islâmiyyetden üstünlük ve faziletini isbâta çalışırlarken, (İslâm dînindeki ibâdet şeklJeri, bel-Ijyakilerde ve belli yerlerde, bir takım belli hareketler ve edebimden ibâretdir. Hıristiyanlık ise, ibâdetin rûh ile, içden gelerek ppimasını öğreterek, zâbirî ve şeklî ibâdet yerine geçecek olan, tir kurtuluşa îmân etmek ve hâlini değişdirmek ve kalbini kötü huylardan temizlemek ve ahlâkım güzelleşdirmek esâsı üzerine kurulmuşdur. Hâlbuki, günâhkâr kimselerin
îmân etmeleri ve mbe ederek günâhlarının afv edilmesi hakkında Kur'ân-ı kerîmde açık ve sahih bir haber yokdur. Matta Încîlinde, birinci bâbm yirminci âyeti ve devâmında, Rabbin meleği. Yûsüf-ı Neccâra rii yâda görünüp, Meryemin bir oğlu olacağmı ve (Onu îsâ, ya’nî kasminıgünâhlardan kurtarıcı diye ismlendireceksin) diye bildirdiği hâlde, Kur’ân-ı kerîm, îsâ aleyhisselâmın günâhkârlan kurtarıcı olduğundan hiç bahs etmiyerek sükût perdesi ile örtmesi bir tarafa, diğer Resûller gibi, onu Peygamberlik derecesine indir-mekdedir. İnsanın bulunduğu hâl, sâdece cehl ve hatâdan ibaret oha, bir Peygamberin irşâdı ona yetişir. Fekat tabî’ati ile insamn, câhil olması ve hatâ etmesinden başka, günâh ve şeytânın esâreti altında ve [Adem aleyhisselâmdan gelen] suç yükünü taşıdığından, sonradan bir terbiye edici veyâ Peygamberlerin gelmesi, [insanları kurtarmak için] kâfi değildir. Bâkî olan insan ruhunun, esâretden ve günâh yükünden kurtulması için, elbette bir kurta-ncıya ihtiyâç vardır. Încîl, insanların günâh kirinden ve şeytânın tasallutundan, yalnız biricik kurtarıcı olan îsâ Mesîhin, kendi mübarek kanım fedâ etmekle kurtulabileceğini bildirmiş iken, Küfân-ı kerîm îsâ aleyhisselâmın bu kurtarıcı sıfatım görmemez-likdea gelip günâhlardan kurtulmak için, kelime-i tevhîd ve keli-me-i sehâdet söylemek, bir takım cezâlar ve dînî emrleri yerine getirmek gibi esâslara bağlamakdadır. Încîl, insanları hakîki tev
ibâdet ve âdetlerini tekrâr ortaya çıkarmakdadır. Nemâz, abde" kıbleye istikbal [yönelme], hac ve oruç gibi zahirî ibâdetlerin, ^ be tefsirleri olmadığı gibi, bü ibâdetleri yerine getirirken ba’aidji, fet ve zahmetler olduğundan, Mnhammed aleyhisselâmın dîniyçf, yüzünde bulunan her kavme uygun değildir. Sözün kısası, Allahı teâlâ günâhkâr kullannın günâhlarını afv ve onlan şeytânın tasal-lutundan kurtarmak için, biricik oğlunun kanını dö/onejcden başka çâre bulamadığını, Kur’ân-ı kerîmin tasdik etmemesi, bunw Allah tarafından gönderilmemiş olduğuna delildir. Kur ân-ı kerîmde be-yân edilen ahkâm, sâdece zâhiri ibâdetlere âid olup, kalbi kötü huylardan temizlemeğe ve ahlâkı güzelleşdirmeğe dâir ermleryok-dur. Kur’ân-ı kerîmdeki emrler, yahî farzlar ve vâciblerlüzûmsm-dur) demekdedirler.
CEVÂB (Gadâ-ül-mülâhazât) kitabını yazan papaan, bu i’ti-razından [ve iftirâlanndan Kur’ân-ı kerîmi ve] İslâm alimlerinin kitâblanm hiç okumadığı, islâmiyyeti hiç bilmediği yâhud bildi^ hâlde iftirâ etdiği, yalan söylediği, açıkça anlaşılmakdadır^Bu papaz, Peygamberimize “sallallahü aleyhi ve sellem'. Cebrâîl aley-hisselâm vâsıtası ile vahy olunan Kur'ân-ı kerîmi. Matta ve Yu-hannâya isnâd olunan, bir takım papazların toplayıp bir araya getirdikleri kitâblara benzetiyor. Hakîkatden temâmen uzak olan yazılan ile, İslâm dînine küstahça saldırıyor. Bu papaz, [ve bütün papazlar ve bütün âlem] bilmelidir ki, Kur’ân-ı kerîm, Allah kelâmıdır. Onda aslâ yalan ve tahrîf ve ilâve yokdur. Eğer Kur'ân-ı kerîmde, îsâ aleyhisselâm için, hıristiyanların inandıkları gibi [hâşâ] Allahın oğlu olup, yaratdığı insanların günâhlarım afv' et mek için, başka çâre bulamadığından. Onu hazret-i Meryemder göndererek, birkaç yehûdînin elinde çâresiz, kendisine hakâret 1er edilip, yüzüne şamar vurularak çarmıha gerildikden sonra Cehennemde yakılıp mel’un etmek gibi iftirâlar bulunmuş olsav-d:, zâten Allah kelâmı olamazdı. Bugünkü mevcûd İncîller mbi Allah kelâmı olmakdan çıkardı. Bir diğer husûs da, e^^';- hu papaz birazcık tefsîr ve hadîs-i
irnrtarıcı olması için, Mattanın yapdığı çeşidli tahrifler 0lıe(l^^, „birkitâbda bulunan mübhem bir sözü, müslimânlara ikKılı olarak getirmekden haya ederdi. Kitâbınm önsözünde gibi, kötü bir niyyeti olmasa ve insâf sahibi olsa idi, icedmde, bugünkü İncillerdeki gibi saçma sapan sözler ^f^lnadığına kızmazdı. Sanki, aslı varmış da, Kur’ân-ı kerîm Taldanuş gibi, (Kufân-ı kerîm, îsâ aleyhisselâmın bütün nul-ftleri kurtancı olduğunu sükût perdesi ile örtdü) demeğe cür’et gjenıezdi. Yukarıda zikr etdigimiz. Matta İncilindeki ibareye ge-jjflce, bundaki “kurtancı” kelimesi hakiki ma’nâda kurtancı de-0ek değildir.
[Hakîkîma’nâda, mutlak kurtancı Allahü tealidir.] İncillerde jjâ aleyhisselâm için kullanılan “kurtarıcı” kelimesi, Onun Peygamberliği sebebi ile günâhkâr ümmeti için âhiretde şefâ’at ede-,-gl oniann kurtuluşlanna sebeb olmasından kinayedir. Yoksa, îsâ aleyhisseiâm kendisinin “kurtancı” olmadığını, âciz bir kul olup, bütün güç ve kuvvetin, şeriki ve benzeri olmıyan ve varlığı mutlak lâzım olan, ya’nî vâcib-ül-vücûd olan Allahü teâlânm olduğunu, defalarca eshâbına beyân buyurmuşdur. Nitekim, Matta İncilinin yirminci bâbının, yirmiüçüncü âyetinde, îsâ aleyhisse-lâmın, Zebedenin oğuUan için, (Fekat sağımda ve solumda oturmağı vermek, benim elimde değildir. Pederim tarafından kime hazırlanmış ise, onlara verilir) dediği yazılıdn. Yuhannâ İncilinin beşinci babının otuzuncu âyetinde, Isâ aleyhisselâmın, (Ben kendiliğimden birşey yapamam. Bana emrolunam yapanm ve benim hükmüm doğrudur. Zîrâ ben yapacağım işde irâdemi değil, beni gönderenin irâdesini ararım) dediği yazılıdn. Yine Yuhannâ İncilinin ondördüncü bâbının yirmisekizinci âyetinde, îsâ aleyhisselâ-mın (Baba benden dahâ büyükdür) dediği yazılıdır. Böyle söyli-yen îsâ aleyhisseiâm için, (Allahın biricik oğludur ve aynen Al-lahdır. Kanını dökerek günâhları afv etdi) demek kadar, câhillik, küfr ve dalâlet olabilir mi? Eğer AJlahü teâlâ, hıristiyanlann dediği gibi, günâhkâr kullarının günâhlarını afv etmek isterse, biricik oğlunu bir hâtûndan dünyâya getirmesi ve Peygamberliği müddetince pekçok mu’cizeler göstermesine rağmen, beş-on âcizden başka, bütün Benî İsrâîli ona düşman ederek, oniann korkusundan şuraya buraya kaçmasına ve onu yehûdılere mağ-safvüp, pekçok hakaretlerle çaımıhlarda bağıra bağıra öldür-ye bu da kâfî gelmeyip. Onu Cehennemde üç gün yakma-ıhâ başka sıkıntılara sokmasına ne hacet vardı? Kimden ardı? Bütün insanlar doğuşdan günâh ve isyân ile yoğurul-utlaka böyle bir (Kurtancı)ya muhtaç ise, Allahü teâ
lâ onun gönderilmesini niçin altı bin sene te’hir mışdır? Adem aleyhisselâmın oğlu Kâbile kardeş S’ şeydi ve mâdem ki, Kâbilin bir kimseyi öldürme?^H imiş, onun eli ile biricik oğlu da kati olunarak milyonlJHı Cehennemden kurtulsa idi, dahâ iyi olmaz mı idi? Birici'^' îsâ Mesih gelinceye kadar, yeryüzünde gelmiş ve geçmiş pek®' sâlih kimseler, bilhassa rûh-ül-kudsün kendisine geldiği Peyp'^^ berler, kendilerinin herhangi bir dahli olmadan, hilkatlerinfk rışmış olan [ve tâ Âdem aleyhisselâmdan gelen] günâh sebebiUç binlerce sene Cehennemlerde azâb edilmeleri, merhametliierij en merhametlisi olan Allahü teâiânın adâlet ve merhametine uy. gun mudur? Eğer bu günâh, ya’nî Âdem aleyhisselâmın yasak edilen ağacın meyvesinden yimesi ile zuhûra gelen zellesi ise, buna cezâ olarak onun Cennetden çıkarılması kâfî olmadı mı? Sonradan neslinden gelen evlâd ve ahfâdınm suçu nedir? Babanın cürmü ile evlâdın cezâ görmesi, hangi kanûn ve adâletin ahkâ-mındandır? Dünyâya bunca zâlim ve gaddârlar geldi. Hanginin böyle bir iş yapdığım, babasından, dedelerinden dolayı tonınlan-na cezâ verdiğini hangi târih yazmışdır? Merhametlilerin en merhametlisi olan Allahü teâlâ, bu zâlim ve gaddârlardan hâşâ dahâ mı zâlimdir? Buna göre, insanlann günâhlannm afv edilmesine vâsıta olmak se’âdetine, îsâ aleyhisselâmı kati eden yehûdûeı mazhar olmuş olurlar. Çünki kıyâmet gününde bu yehûdîlerin Cehenneme gitmeleri emr olununca, (Yâ Rab! Mâdem ki, sen biricik oğlunun kanını dökmedikçe, yaratdığın insanlann günâhlarını afv edemezdin. Bundan dolayı onu dünyâya gönderdin. Biz de Senin bu murâdım yerine getirmek için onu öldürdük. Eğeı öldürmeseydik, âlemdeki bu kadar insan kurtulamıyacakdı. Biz ancak Seıün irâdeni yerine getirmek ve insanlan Cehennemden kurtarmak için, onu öldürdük. Kötü olan kati işini yaparak, herkesin nefretini kazandık. Bu kadar fedâkârlığımıza karşı bize mü-kâfât verileceği yerde, cezâ vermek Senin adâletine yakışır mı?) derlerse, mahşer ehli bile onlara merhamet etmez mi, acımaz mı? Bir diğer husûs da, Âdem aleyhisselâm ilk inşân olup, henüz şey-tânm düşmanhğını ve hıyânetini bümez ve Allahü teâlânm huzurundan kovulmuş şeytânın. Cennete girip de kendini idlâl edeceğini hâtıra getirmezken, Tevrâtda da yazılı olduğu gibi, şeytân evvelâ, hazret-i Havvâyı çeşidli hileler ile aldatmış, [ve ağacın meyvesinden yidiimişdi]. Hazret-i Havvâ da, Ai6 ' Vk. selâmın bilmiyerek zelle işlemesine sebeb olmuşdu J lahü teâlânm indinde çok büyük olmuş ve yalnız selâmın kendisine değil, tâ biricik oğula gelinceye ka
• '-vet etmiş. Hepsinin Cehennem ehli olmasını îcâb et-Sn biricik' oğlu dünyâya gelip kanını dökmedikçe a^ [Hâşâ Allahü teâlâ, o günâhı afv edebilmek için, biri-kanını dökmekden başka çâre bulamamış. Kendisi ile ^Snıüz papazların ifâdelerine göre, eski şerfatlerde, her için bir kurban kesilmesini Allahü teâlâ emr etmiş ve günâ-^Sdelinin kan akıtmak olduğunu bildirmiş ve şu günâh için şu I ^"dar hajn'an kurban edeceksin diye emr vermiş. Her günâh için / hedei- kan akıtmak imiş. Ahd-i Atîkde de böyle olduğu yazılı imiş.
( pekat o ilk günâh için hayvan kanı bedel olamaz imiş, insan kanı akması lâzım imiş. Yukarıda zikr etdiğimiz İncilin beyânına göre, (hâşâ) Allahü teâlâ biricik oğlunu kurban etmekden başka çâre j,ıılamamış da, günâhkâr kullarını afv etmek için, biricik oğlunu Ijyrban etmiş ve insan kanı akıtarak, onlara babalarmdan mîrâs kalan, o ilk günâhı afv etmiş.]
Tevrâtda ve İncilde, kati ve zinâ gibi nehy olunan günâhtan ir-tikâb eden hıristiyanlar, bir papaza bir mikdâr para verip, bu papa-an afv etdim demesi ile veyâ tanrının etini yiyip, kanını içerek tanrı ile birleşince yâhud başmı açıp gözlerini semâya dikerek durunca afva mazhar olurlar inancındadırlar. [Mâdem ki, afva kavuşmak bu kadar kolaydır, tanrımn biricik oğlu, kurban edilmeyip de, tanrıya yalvarsaydı veyâ kendisi aynen tann olduğu için, babası o günâhı afv ediverseydi olmaz mıydı?]
Diğer bir husûs da şudur: Birşey için câmm fedâ etmek tam nzâ ve ihtiyara bağlıdır. îsâ aleyhisselâmm katli kendi rızâsı ile mi olmuşdu? İncilde [Matta bâb yirmialtı, âyet otuzdokuzda] yazılı olduğu gibi, îsâ aleyhisselâmm, (Ey Baba, eğer mümkin ise, bu kâse benden geçsin) diye Babaya düâ etmesi ve kendisine zarar gelmesinden korkarak (yerimi kimseye söylemeyin) demesi ve çarmıha gerildiği zemân, (EJî, Eiî, Lima Sebektenî) ya’nf (Allahım, Allahım, beni niçin terk etdin) diye niyazda bulunması, kanının akıtılmasmm ya’nı kurban edilmesinin kendi nzâsı ile olmadığını açıkça isbât etmekdedir. Meselâ bir kimse, kendi nzâsı ve arzûsu ile dîni ve milleti için bir mikdâr para sarf etse, filân kimse fedâkârlık etdi denir. Fekat mecbûriyyet karşısında, zorla bir şey verince, o kimse için, fedâkârlık etdi denilemez. [O
(hâşjy îsâ aleyhisselâmm öldürüldüğüne ve yukanda zikr etdiği-JÖ söylediğine inanan hıristiyanlar, nasıl oluyor da, fini günâhkâr insanlar için fedâ etdiğine inanıyorlar.
Mevcûd İncillerde, rûh-ül-kuds aleyhinde kötü ^ aslâ afv edilmiyeceği bildirilmekdedir. Bundan basb 1ar için, İncillerde hiçbir cezâ yazılı değildir. Hâlbuki k pazlar, günâhın büyüklüğüne göre, muayyen bir ücret af''''b men o günâhı afv ediyorlar.
Kur’ân-ı kerîmde vârid olan âyet-i kerîmelerin bildirdikı göre, islâmiyyetde günâhlar iki kısmdır: a) Büyük günâhlarda büyükleri yedidir: 1- Şirk, 2- Adam öldürmek, 3- Sihr,ya’nîf yapmak, 4- Yetîm malı yimek, 5- Faiz alıp-vermek, 6-Muhâre^^ de düşman karşısından kaçmak, 7- Temiz kadınlara kazf etue^ ya’nî nâmûssuz demek, b) Küçük günâhlar. Küçük günâhı çok yapmak, büyük günâh olur. Her günâhın büyük olmak iht®^ vardır. Hepsinden kaçınmak lâzımdır.
seo fiyatları yazdı ve sundu..

tesettür fiyatları

tesettür modelleri

tesettür giyim

abiye

tesettür

tesettür elbise

armine

tesettür tunik

tesettür abiye

replika

replika telefon

replika telefonlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder