2 Ağustos 2015 Pazar

seo fiyatları ve islam ve insan felsefesi28

seo fiyatları ve islam ve insan felsefesi28

 yine güzel bilgileri allah diyorum ve bu yazılrı yazıyorum seo fiyatları diyorki Birincisi: Dünyâda, ilahı görmenin mümkin olnaadığı, hıristi-yanlar tarafından da, kabul edilmekdedir. Hattâ, (Izhâr-ül-haki kitâbının mukaddemesinde, bu ma’rifet, bilmek olarak te vî edilir. Mesîhi bilmek, cismiyyetini bilmek değildir. Buna göıe. hıristiyanlar, (Mesîhi ülûhiyyet ve hulûl i'tibârı ile bilmek) ma'nâsındadır dediler. Bu teVü, teshse inanan hınstiyanlara göre, vâcibdir. Hâlbuki, böyle te’vîl de yanlışdır, bâtıldu. ÇünM, te’vîlin, aklî delillere ve kat’î nasslara muhâlif olmaması laam- ’> dır. Bu te’vîl ise, aklî delillere muhâlifdir. Çünki, dahâ önce akı , erdiğimiz gibi, îsâ aleyhisselâm, havârîleri kendisine eşit tutmak-dadır.

Târîhcilerin ma’lûmu olduğu gibi, üç uknûm, ya’nî teslîs, yeni birşey olmayıp, müteaddid ilahlara tapınan kavmlerin inançlann-dan ahnmış bir fikrdir. İlahların çokluğu, câhil halkın nazar ve dikkatlerini çekecek bir şeklde çoğalınca, müşriklerin ileri gelenleri, onları aralarında makâmlarına göre bir tertibe koyup, içlerinden ba’zılarını asi, diğer küçüklerini de fer’ [tâbi’] kısmlanna ayndılar. Bu taksimin tahkikini aralarında gizli bir sır olarak ka-bûl etdiler, [Eski îrânın en büyük dîni olan, ateşe tapmmağı kuran] Zerdüşt, putların arasından (Yezdân) ve (Ehremen) isminde iki uknûm ta’yîn etdi. Yezdân iyilik tannsı, Ehremen ise kötülük tanrısı veyâ Yezdânın nûr, aydınlık, Ehremenin de zulmet karanlık olması gibi, misli görülmemiş bâtıl bir i’tik' ' nanç] ortaya
Hindistândaki İslâm âlimlerinin büyüklerinden Mazher Cân-ı rsnân'”ondördüncü mektûbunda buyuruyor ki, (Brahma dîni, se-İâvîbirdin idi. Sonradan bozuldu). Üç uknûm ta’bîri ilk defa t,unlardan işitildi. ^
[Buna din yerine, felsefe, fikr demek dahâ doğrudur. îsâ aley-hisselâram milâdından yediyüz sene evvel semâvî bir dînin değişdi-[ilmesi ile kurulduğu anlaşılmakdadır. Bu tahrîfi yapan Brahrna-dır, Brahma mukaddes kelâm demekdir. Hıristiyanlıkda da, îsâ aleyhisselâm için bu ta’bîr kullanılmışdır. Hıristiyan papazlarına, îsâ aleyhisselâımn ülûhiyyeti sorulunca, bunu isbât için ilk delîlle-ri, Yuhannâ tncüinin birinci bâbmdaki ba’zı âyetlerdir ki, (kelâm başlan^ıçda var idi ve kelâm Allah nezdinde idi ve kelâm Allah iâ) [Ayet 1] ve (Ve kelâm beden olup, inâyet ve hakikat ile dolu olarak aramızda sâkin oldu. Biz de onun izzetini. Babanın biricik oğlunun izzeti olarak gördük) [Âyet 14], şeklindedir. Tıpkı Brah-manizmdeki gibi.] Brahmanizm fikrine tâbi’ olanlar, (Brahma) isminde asi olan bir ilaha inanırlar. İ’tikâdlarına göre, bu, en kâmil ve dâim-üs-sükût bir ilah olup, her şeyin aslıdır. Fekat bu ilah, diğer iki ilah vâsıtası ile işlerini yapar. Bunlardan birisi (Vişnu), diğeri de (Siva)dır. Bunlar, üç nev’ zuhûrdan ibâret olarak, bir ilah-du derler.
Brahmanlara göre, (Brahma), bütün herşeyi ve dünyâyı yaratandır. Bütün yaratma işlerini o yapar, alâmeti güneşdir. Vişnu akldır. Herşeyi koruyan, ya’nî koruyucu bir ilahdır. içinde bulunan zemâna hiikm eder. Alâmeti sudur. Siva ise, hayât ve ölüm tanrısıdır. İçinde bulunulan zemâna ve istikbâle hükm eder. Adâlet ve intikam bunun işidir. Alâmeti ise, ateşdir. [Brahmanlar, tanrıları Vişnunun semâda yaşadığma inanırlar. Diğer tanrdar, Vişnuya yeryüzünde bir takım şeytânlann türediğini, yeryüzünün âsâyiş ve intizâmını bozduklarını ve bunlann cezâlandırıhnası için, yeryüzünde, insan şeklinde doğması lâzım olduğunu söylerler. Vişnu, bu teklifi kabul eder ve yeryüzünü kötülüklerden ve şeytânlardan temizlemek için muhâribler sımfmdan, bâkire bir kızdan bir (krishna) ya’nî muhârib olarak doğar. Kız, bunu önceden rü’yâsında görür. Krishna altmışdört günde, bütün ilmleri öğrenir. Çobanlık yapar. Pekçok yerler dolaşır. Dolaş-dığı yerlerde, hârikulâde şeyler yapar ve onu gören brahmalar tarafından ilahlığı kabûl edilir. İnsan şeklinde yeryüzüne inmiş bir ilah-dır. Brahmanizme inananlar tarafından, Krishna ile ilgili dahâ pekçok efsâneler anlatılır.
Budistler de, Budayı ilah olarak kabul ediyorlar göre, Buda insan olarak doğmadan önce, semâda yas,v-“'^'« yüzünde inecek bir yer aradı ve nihâyet Sudhodanaâ?^V ferdi olarak doğmaya karâr verdi. Annesi oruçlu olara?”^iı damında uyurken, rü'yâsında, etrafına nârlar saçarak gS beyâz filin yere indiğini ve sağ böğründen kamına girdiğin^V ile görür. Budanın doğmasına yakın birçok alâmetler de gJ’' Annesi bulunduğu şehri terk eder ve bir ağacın altında, ilaj,"?' oğlu yeryüzüne gelir. Budistlerin inancı, akl ve mantığınasi,^ bûl edemiyeceği şeylerle doludur. Brahmanlann ve Budistij^ inançları ile hıristiyanların teslîs inancı ism farklan hâriç, birijjj ne benzer. İlahların yeryüzünde bâkire bir kıza nüfûz etmelen^J doğmalan ve insanların onlan ilah olarak kabûl etmeleri arasunij insanı hayretde bırakan bir benzerlik vardır. Bunlardan biıkaçn^ zikr edelim:
1— Hıristiyanlara göre, îsâ aleyhisselâm ölmüş ve öldukdenij gün sonra dirilmişdir. Krishna da öldükden sonra dirilerek göje yükselmişdir.
2— îsâ aleyhisselâm mezânndan. Buda ise tabutundan kalk-mışdır.
3— îsâ aleyhisselâm öldürüleceğini önceden söylemiş, zindanlardaki, ya’nî Cehennemlerdeki rûhlan kurtarmış ve mezârdan kalkmca, Allahın sağına oturmuşdur. Buda da, dünyâdan çekileceğini ve Nirvanaya gideceğini haber vermişdir.
4— îsâ aleyhisselâm göğe çıkınca, bütün âlemin işlerini eline alarak hükm etmeğe başlamışdır. Buda da. göklerin sultânlığını kurmuş ve âleme hükm etmeğe başlamışdır.
5— İncillerde, îsâ aleyhisselâmın babalannı ilk melik dedikleri Dâvüd aleyhisselâma kadar, ittifakla zikr ederler. Budanın da neslinin ilk melik olan Makavamata dayandığı zikr olunur.
Teslîs ve tenâsüh, ya'nî ölen bir kimsenin ruhunun başka bir kimseye geçeceği i’tikâdı [inancı] hind dinlerinde olduğu gibi, eski Mısr dinlerinde de vardır. Mısriıların inandıkları tanrılardan en büyüğü, (Amonra)dır. Alâmeti güneşdir. Bu âlemi irâdesi ve kelâmı ile yaratmışdır. Amonranın yardımcısı olan ikinci tanrıları (Ozi-ris)dir. Oziris, yeryüzüne inmiş, çeşidli acılar çekmiş ve öldürül-müşdür. Üçüncü tannian olan (İzisi) sâyesinde tekrar dirilmiş ve göğe yükselmişdir. Böylece Oziris, ölüler ilâhı olmuşdur. Ayrıca, eski Mısrda melikler, ya’nî (fir’avn)lar. Amonranın (güneşini nSlu olarak kabûl edilmişlerdir.
£ski Mısrblar ölen bir kimsenin Oziris tarafından hesâba çekileceğine de inanırlardı.]
Batıda üç uknûm fikrini ilk defa ortaya atan filozof Time (Ti-aıeios)dir. Mûâddan beşyüz sene kadar evvel, Lokres şehrinde ya-qyan Time, Pisagorun talebelerindendir. Bu üç uknûm [asi, esâs] fikrini hocasından öğrenmişdir. [Pisagor (Fisagor veya Pythago-râs)mîlâddan önce 580 senesinde Sisam adasında doğdu. 500 senesinde Metaponteda öldüğü rivâyet edilmekdedir. Doğum ve ölüm târihlerinde çeşidli ihtilâflar vardır. Genç yaşında İtalyanın Kroton şehrine gelmişdir. Buradan çeşidli seyâhatlar yapmış, Mısr ve Or-tadoğuda. uzun zemân kalmışdır. Mısrda kaldığı zemân içerisinde, eskil^sr dîni ve inançları hakkında geniş ma’lûmât sâhiİ5i olmuş-dur.seo fiyatları Üçlü tann inancı ve tenâsüh fikrini Mısriılardan öğrenmiş ve bunlan kabûl etmişdir. Mısrda öğrendiği şeylerden birisi de, Hendese [geometri] idi. Bugün, pisagor nazariyyesi [teorisi] diye bilinen geometri faraziyyesi de, tecribî olarak, o zemân Mısrda bilin-mekde idi. Mısra Bâbilden gelmişlerdi. O zemân Bâbilde Um-i nü-cûm [astronomi], matematik ve rnüneccimlik san’atı çok Ueri idi. Bunlan, büyük Peygamber olan İdris aleyhisselâmdan öğrenmişlerdi. Pisagor, Bâbüe de giderek, bunlan iyice öğrendi. Tekrar Kroton şehrine döndü ve bir mekteb açdı. Kendi ismi Ue anılan yeni bir yol, hattâ yeni bir fırka kurdu. Kendisine inananlar tarafından çok efsâneler uydurulmuş; peygamber, hatta Uah olduğu iddi-â edilmişdir.
Pisagor, varlığın ashmn (arche) ya’nî sayı olduğunu söyledi. Ona kadar olan sayılan, mukaddes [kutsal] kabûl etdi. Bilhâssa bir, üd ve üç sayılannı; üç asi kabûl etdi. Pisagorcular, bir sayısı-mn âlemin değişmez ve ebedî kaynağı ve ilk uknûm, ya’nî en büyük tann olduğunu, iki sayısının dişiliği ve dünyânın bundan meydâna geldiğini ve ikinci uknûm olduğunu, üç sayışının ise, âlemdeki ebedî üçlüğü gösterdiğini ve üçüncü uknûm olduğunu iddiâ ederler. Dünyânın ve âlemin aslının, bu üç uknûm olduğunu söylerler. Meselâ, âlemin esâsı (beden, can ve rûhdur) derler. Bunun gibi (tabî’î, beşerî ve tanrı âlemi) olarak, üç âlemden meydâna geldi^ni söylerler. Pisagorculara göre, herşey üçden mü-rekkeb olduğu gibi, yaratma da, bu üçlükden ortaya çıkar. Bunlar yaratıcı irâde, yıldız akımı ve her an birâz dahâ kemâle eren âlem imiş. Pisagorun sayıları husûsunda ve diğer felsefî görüşleri hakkında Gompertzin (La Pensee Grecque) kitâbında geniş bilgi vardır. Pisagora göre, ilk uknûm, ya’nî her dilediğini yapabUe-cek olan tann, ak^"^^nlaşılamaz. Rûhu ebedî [ölümsüz] kabûl ölen rûhunun bir hayvana geçebileceğine
seo fiyatları yazdı ve sundu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder